12 Mart 2010 Cuma

Şintoizmde Günah ve Suç Kavramı Yoktur


Allah tarih boyunca gönderdiği elçileri ve hak kitaplarıyla haramları ve helalleri bildirmiş, güzel ahlakı tarif etmiş, insanların nelerden sakınmaları gerektiğini haber vermiştir. Her insan dünya hayatında bir denemeden geçirilmektedir. Bu gerçek, hak olan yol göstericimiz Kuran'ı Kerim'de haber verilmektedir. Allah Kuran'da, "O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır." (Mülk Suresi, 2) şeklinde buyurmaktadır.


Şintoistler ne kadar kötülük yaparlarsa yapsınlar ateş, su ve tuzun bunları temizlediğine inanarak kendilerini avutmaya çalışırlar. Oysa birkaç dakika samimiyetle düşünüp, vicdanlarının sesini dinleseler, bu batıl törenlerin saçmalıktan ibaret olduğunu kolaylıkla anlayabilirler.
Her insan Allah'tan korkup sakınmalı, Rabbimiz'in emirlerini titizlikle uygulamalı, Allah'ın razı olacağı gibi bir ahlak göstermelidir. Kişiye hem dünya hayatında hem de ahirette fayda verecek olan budur. Başkalarını razı etmek için Allah'ın emirlerinin dışında bir tavırda bulunan insan yanlış bir yoldadır.

Şintoizme inanan insanlar ise herhangi bir günah kavramına sahip değildirler. Yaptıkları kötülüklerin kötü ruhların insanlar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiler sonucunda oluştuğuna, insanların da bu kirden sık sık arınması gerektiğine inanırlar. Tapınaklarında bu temizlikle ilgili çeşitli törenler yaparlar. Tuz, su ya da ateşle yapılan ve "harae" adını verdikleri bu törenlerde insanın hem fiziksel hem de ruhsal olarak temizlendiğine inanırlar.

Japonların diğer batıl gelenekleri gibi, "harae" de çok büyük bir aldanıştır. Çünkü insanın manevi olarak temizlenmesi, tuzla, ateşle ayinler yapmakla değil, vicdanının sesini samimi olarak dinleyip, nefisini kötülüklerden arındırıp, Allah'a yönelmesiyle olur. Her insan dünya hayatında tüm yaptıklarının karşılığını ahiret hayatında eksiksiz olarak alacaktır. Hayatlarını Allah'ın razı olacağı gibi geçirenler, günah işlemekten ve çirkin ahlaksızlıklardan kaçınıp, salih amellerde bulunanlar Allah'ın rızası, rahmeti ve sonsuz cennet nimetleri ile karşılık bulacaklardır. Allah bu kişileri Kuran'da, "... İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir..." (Araf Suresi, 43) şeklinde müjdelemektedir. Allah'ı inkar eden, kendi elleriyle yaptıkları putları Rabbimiz'e ortak koşan, günahta ve isyanda birbirleriyle yarışan, çirkin ahlaksızlıkların insanların arasında yayılması için çaba sarf edenler de hesap gününde tüm yaptıklarıyla eksiksiz olarak karşılık bulacaklardır. Ayetlerde şu şekilde buyurulmaktadır:

Günahın açıkta olanını da, gizlisini de terk edin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir. (Enam Suresi, 120)
İnkar edip de Allah'ın yolundan alıkoyanlar; Biz, işledikleri bozgunculuğa karşılık, onlara azap üstüne azap ilave ettik. (Nahl Suresi, 88)

... Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azapla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (Enam Suresi, 93)

Ancak şunu da tekrar vurgulamak gerekir ki bu kişiler de tevbe eder ve tüm yaptıklarından vazgeçerlerse şüphesiz Rabbimiz'i tevbeleri kabul eden, sonsuz bağışlayan, rahmet sahibi olarak bulacaklardır:

Onlar, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmak istiyorlar; oysa onlardan önce nice örnekler gelip-geçmiştir. Ve şüphesiz, senin Rabbin, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz senin Rabbin, cezası çok şiddetli olandır. (Rad Suresi, 6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder