Rabbimiz her topluma hidayete yöneltecek bir elçi göndermiştir. Elçiler tüm kainatı yoktan var eden ve herşeyin en doğrusunu bilen Rabbimiz'in sözüyle hükmederler. Rabbimiz Hz. Musa'ya Tevrat'ı, Hz. Davud'a Zebur'u (Mezmurlar), Hz. İsa'ya ise İncil'i vahyetmiştir. İslam dininin kaynağı ise Rabbimiz'in Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e vahyettiği mübarek kitabı Kuran'dır. Kuran'da Tevrat, Zebur ve İncil'in Allah'ın vahyinden sonra insanlar tarafından tahrif edildiği bildirilmektedir. Kuran ise Peygamberimiz (sav)'e vahyedildiği hali ile bizlere ulaşmıştır. Rabbimiz bunu Kuran'da "Hiç şüphesiz, zikri (Kuran'ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz" (Hicr Suresi, 9) ayetiyle haber vermektedir.
Hinduizm ise hiçbir ilahi temeli olmayan, binlerce yıl önce birtakım insanlar tarafından üretilen, dolayısıyla onların batıl inançlarını, dar görüşlülüklerini, cehaletlerini yansıtan ve bu nedenle akıl ve mantıkla çelişen bir hurafeler dinidir. Hinduların sözde kutsal kitap olarak kabul ettikleri metinler çeşitli zamanlarda, Hindistan'ı işgal eden Aryanlar ve çeşitli Hindu liderler tarafından kaleme alınmış efsanelerden, hikayelerden, hezeyanlardan ibarettir. Ancak Hindular bu gerçeği kabul etmek istemez, başta Vedalar olmak üzere tüm Hindu metinlerini ilahi bir rehber olarak görürler. Bu kitaplardaki sapkın öğretileri, akıl ve mantıkla bağdaşmayan uydurma hikayeleri şaşmaz birer yol gösterici olarak görmekte direnirler. Bu yüzden tarif edilen kasvetli ve karanlık dünyayı en ideal hayat modeli olarak görürler.
Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. (Peki,) Ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse? (Maide Suresi, 104) Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? (Bakara Suresi, 170) Onlar: "Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" dediler. (Yunus Suresi, 78)
Çeşitli kollara ayrılan Hindu inanışları Vedalar, Upanişadlar, Puranalar ve Kutsal Brahmanalar isimli 4 kitaba dayanmaktadır. Hindular hayatlarını, ibadetlerini, inanışlarını, ritüellerini bu kitaplara dayandırırlar. "Kurban Bilimi" ismiyle tanımlanan ve kural ve seremonileri detaylı olarak açıklayan Brahmanalar, Vedalar üzerine yapılmış bir tefsirdir. Bu kitaplar içlerinde birçok çelişki, saçmalık ve ahlaki sapkınlık barındırmalarına rağmen Hinduların öğreti kitapları olmuşlardır. Hindular tarafından kutsal kabul edilen bu metinler neredeyse tamamı çelişkiler ve saçmalıklar içeren yazılarla doludur. Bu nedenlerle Hinduların bu metinleri kendilerine bir rehber olarak görüp, her söyleneni harfi harfine yerine getirmeleri de çok büyük ve şaşırtıcı bir yanılgıdır. İçinde bulundukları bu batıl din dünya hayatında da bu kişilere çok büyük bir kayıp getirmektedir. Sözde ilahlarına günler hatta aylar süren ibadetleri, hayali ilahlara yakarmalarından ibaret olan ürkütücü törenleri, harcadıkları tüm bu emek hiçbir şeye yaramayacaktır. Rabbimiz'in şirk koşanların tüm yapıp ettiklerinin boşa çıkacağı hükmü gerçekleşecektir. (Enam Suresi, 88) | |||
13 Mart 2010 Cumartesi
Hinduların Sözde Kutsal Metinleri Batıl Efsanelerden İbarettir
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder