![]() İngiliz İmparatorluğu 1858 yılında girdiği Hindistan topraklarında büyük bir sömürge yönetimi kurdu. Ancak 20. yüzyılın ortalarında güçlenmeye başlayan Hindu direnişi, İngiliz yönetimini 1947 yılında bu topraklardan çekilmek zorunda bıraktı. |
Hindu örgütlerinin yapılanmasında Avrupa'daki faşist hareketler çok büyük bir rol oynadı. Hindu milliyetçi örgütleri de Avrupa'daki benzerleri gibi ırk üstünlüğünü temel alıyor, farklı kültürlerin ve etnik kökenlerin tek bir ülkenin sınırları içinde bir birlik oluşturmalarının mümkün olmadığını iddia ediyorlardı. Ülkede tek sesliliği oluşturmak için gerekirse şiddet kullanmak gerektiğini, asimilasyon sağlanamıyorsa yok etme yoluna gidilmesi gerektiğini ve Hindistan için tek kurtuluş yolunun bu olduğunu savunuyorlardı.
I. Dünya Savaşı'nın hemen ardından Avrupa'da birbiri ardına iktidara gelen faşist yönetimlerin gözünde tüm sosyal ve siyasi problemlerin çözümü savaş, çatışma ve şiddetti. Bu faşist iktidarlar yeraltı organizasyonları, gizli polis örgütleri ve faşist birliklerle toplum üzerinde büyük bir terör estirmişler ve 2. Dünya Savaşı sonuçlandığında arkalarında 55 milyon ölü bırakmışlardı. İlk faşist yönetim, İtalya'da 1922-1944 yılları arasında iktidarda olan Benito Mussolini'nindi. İtalya'nın ardından Almanya ve İspanya'da faşist partiler yönetime geldi. Faşist İtalya'nın ve Nazi Almanyası'nın ortak hedefi kendi milletlerinin tüm diğer milletlere tahakküm etmesi, onları ezmesi, köleleştirmesiydi. Bunun için kullanılacak yolun ise savaş, işgal, katliam ve kan dökme olduğuna inanılıyordu. II. Dünya Savaşı'nın ardından faşizm büyük ölçüde ortadan kalktı. Bazı Latin Amerika ülkelerinde, ya da İngiltere, Almanya, İspanya gibi ülkelerde neo-faşist hareketlenmeler görülse de, faşist iktidarların devri kapandı. Ancak faşist kültür ve faşist politikalar dünya gündeminden asla yok olmadı.
![]() The Telegraph, 14 Mart 2003 Crescent International'da yayınlanan "Faşist Hindular Hindutva gündemini tüm Hindistan'a yaymaya hazırlanıyorlar" başlıklı haberde fanatik Hindu örgütlerinin Müslümanlara yönelik planlı bir saldırı kampanyası başlattığına dikkat çekiliyor. Hindistan'da yayınlanan The Telegraph gazetesi ise "Sangh, tapınak hareketinin hızını artırıyor" başlıklı haberinde Ayodhya Bölgesi'nde başlayan çatışmaların Sangh Parivar tarafından ülke genelinde eylemlerle tekrar gündeme taşınacağını vurguluyor. |
Hindistan da, faşist yönetim anlayışının, faşist sosyal yapılanmanın ve faşist örgütlenmelerin günden güne daha da güçlendiği ülkelerden biridir. 1920'lerde kurulan aşırı milliyetçi örgütler hiçbir zaman ortadan kalkmamıştır ve hala ülkede çok etkin durumdadır. Üstelik bu hareketler zaman içinde tek bir isim altında birleşmiş, Hinduların desteğini arkasına almıştır ve siyasi partileriyle bugün Hindistan'da iktidardadır. Bu hareket, İtalyan faşist yönetimini kendine örnek alarak organize olan Hindutva Hareketidir. (Hindutva, Hinduizmin ırkçı, şoven ve hoşgörüsüz yönünün günümüze yorumlanmış hali olan milliyetçi bir ideolojidir ve Hindu kültürü ile aynı anlamda kullanılmaktadır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder