13 Mart 2010 Cumartesi

Hindu Dini Kadınlara Zulmü Emreder


Hinduizmin batıl öğretilerini ve alt kastlara dahil olan insanları bir hayvandan daha aşağı gören ırkçı sosyal düzenini inceledik. Hindu dininin alt kastlara ve Hindu olmayanlara yönelik ırkçı tutumu, kadınlar söz konusu olunca daha katı ve vahşidir. Hindu yazılı metinlerinde kadınların günlük hayatlarına yönelik özel yasaklar, kısıtlamalar mevcuttur ve tüm bu kurallar kadınlar için çok zorlu bir yaşamı öngörmektedir. Erkeklerle kıyaslandığı zaman Hindu kadını adeta bir köle gibidir ve en doğal haklarını bile kullanmaktan menedilmiştir.


BBC, 7 Mart 2001
Çocuk evlilikleri "hakları ihlal ediyor"
BBC, 14 Mayıs 2002
"Hindistan'daki çocuk evliliklerini durdurmak 
için girişim" başlıklı BBC haberinde her yıl 
binlerce çocuğun, hatta bebeklerin, zorla 
evlendirildikleri bildiriliyor. 
BBC'nin internet sitesinde yer alan haberd
çocuk evlilikleriile insan haklarının ne şekillerde 
ihlal edildiği anlatılıyor. 
Kanunlarla yasaklanmasına rağmen geniş kalabalıkların 
önünde ve toplu olarak yapılan nikahları 
ne güvenlik güçlerinin ne de yönetimlerin 
engellemediğine dikkat çekiliyor.

Dünya üzerindeki pek çok ülkede kadınlara yönelik kısıtlayıcı uygulamalar, baskıcı gelenekler mevcuttur. Ancak Hindistan'daki gelenekler şiddeti, baskıyı, her türlü aşağılamayı sözde kutsal bir kılıfta insanlara telkin eder. Bu nedenle de Hindular kadınlara zulmetmeyi, onları hor görmeyi ve aşağılamayı kendilerince bir ibadet olarak görürler. Hindu dininde kadının konumu bu dinin sözde kutsal metinleri arasında yer alan Manu'da şöyle belirtilir:
Bir iradesizlik çıkmazı, bu ahlaki fesat çıkmazı... Bu yangınlar topluluğu, bu gözler kapısını insana kapatan engel, bu cehennem ateşinin ağzı, bu yalan çiçeklerin sepeti, bu zehirli sırrın iksiri, bu insanları değersiz dünyaya bağlayan zincir ya da tek bir kelimeyle kadın..41

Asırlardır süren geleneklerinden, din adamlarından ve kutsal olarak kabul ettikleri metinlerden güç alan Hinduların kadınlara yönelik barbar uygulamalarından bazıları şu şekildedir:

- Hindu dininde önemli bir yere sahip olan Manu'da kadınlardan "köpek-pişiriciler" olarak bahsedilir. Bu metinlerde yer alan emirlere göre kadınların mülk edinme hakları yoktur. Kadın her türlü işte çalışıp para kazanabilir. Ama tüm kazandıkları babasına, eşine ya da dul ise oğluna aittir.

- Kadının tek başına, bağımsız bir şekilde bir karar vermesi yasaktır. Böyle bir hak arayışı dahi Manu'da yasaklanmıştır.

- Hindu dinine göre kız çocukları 7 yaşından itibaren evlendirilebilirler. 8 yaşında bir kız çocuğunun ideal eş olduğuna inanılır. Bu uygulama, İngiliz sömürge yönetimi tarafından 1891 yılında yasaklanmış, ancak bu yasak Hindu din adamları tarafından geleneklerle çeliştiği için şiddetle protesto edilip, hayata geçirilmesi engellenmiştir. Hindistan'da çocuk evlilikleri hala toplumun çok büyük bir kesimi tarafından uygulanmaktadır.

- Boşanma hakkı sadece erkektedir. Kadın ne tür bir zulme, baskıya, şiddete maruz kalırsa kalsın eşinden boşanamaz. Her halukarda eşine itaat etmeli, gördüğü muameleye razı olmalıdır. Manu'da bu durum "...Eğer kocasının herhangi bir özel yönü yoksa bile, onu kendi tanrısı gibi saymalıdır" şeklinde sapkın bir emirle hükme bağlanmaktadır.42 (Allah'ı tenzih ederiz.) Bu inanış günlük hayattaki uygulamalarda da görülmektedir. Eski dönemlerde Aryan erkekleri eşleri izinsiz olarak evden çıkarlarsa onların kulaklarını ve burunlarını kesme hakkına sahiptiler. Bu uygulama hala Hindistan'ın bazı kırsal bölgelerinde devam etmektedir.43

- Kast ayırmaksızın, tüm kadınların eğitim için kullanılan temel kitapların büyük bir bölümünü okumaları yasaktır. Kadınlar aynı zamanda Hindu yazılı metinlerini, özellikle de Vedaları, okuyamaz, öğrenemezler.

- Drahoma, yani erkeklerin aldığı başlık parası, Hindu geleneklerinden kaynaklanan bir diğer zulümdür. 1961 yasasıyla yasaklanan drahoma hala Hindistan'da yaygın olarak devam etmektedir. Drahomayı bu kadar önemli kılan şey, bunun kadınlara karşı baskı, işkence ve zulüm amaçlı olarak kullanılmasıdır. Evlilik sırasında kızın ailesi erkeğin ailesine çok büyük bir para verir. Evlilikten sonra da erkeğin ailesi sık sık para ve mal taleplerinde bulunur, ve kimi zaman bunu elde etmek için şiddete başvurur. Bazı erkekler başka bir drahoma daha elde etmek için tekrar evlenmek isterler. Bunun için de genelde genç eşlerini yakarak katlederler. Bu katliamlara intihar ya da ev kazası süsü verilmektedir. Dolayısıyla Hindistan'da "ev kazası" ile ölen kadınların oranı oldukça yüksektir.44

- Hindistan'da kızları olan aileler drahoma nedeniyle büyük bir huzursuzluk yaşamaktadırlar. Çünkü hem büyük bir drahoma verecek, hem de evlendikten sonra kızlarının nasıl bir muameleyle karşılaşacaklarını tahmin edemeyeceklerdir. Son yıllarda hamilelik aşamasında cinsiyetin tespit edilmesinin kolaylaşması, korku içindeki aileleri çok büyük bir vahşete itmiştir. The Times of India gazetesinde "Cinsiyet testleri geliştikçe kürtaj arttı" gibi haberler çıkmış ve aynı yıl Bombay'daki bir araştırma, böyle bir testle birlikte biri dışında hepsi kız olan 8.000 fetusun alındığını göstermiştir.45 Darwinist teorisyenler tarafından geliştirilen ve en acımasız uygulamaları Nazi Almanyası'nda yaşanan öjeni vahşetinin yeni merkezi, Hindistan'dır.


Saçma Hindu inanışlarına göre kötülük insanın beyninde başlar, elleriyle harekete dökülür. Bu nedenle de Hindular ateşle bu kötülükleri kovmak gerektiğine inanırlar. Resimdeki kadın yanan kapları ellerinde tutarken, bir Hindu rahip de başının üstünde tutmaktadır. Hinduların bu batıl ritüelleri uygulamalarının tek nedeni ise atalarından devraldıkları saçma geleneklerdir. Oysa bu yaptıklarını akıl ve mantık süzgecinden geçirip, vicdanlarıyla hareket etseler, yaptıklarının ne kadar büyük bir aldanış olduğunu onlar da mutlaka fark edeceklerdir.
- Yeni doğan kız çocuklarının öldürülmesi Hindu dininin en eski kitaplarındaki kadınlara yönelik acımasız emirlerden kaynaklanmaktadır. Örneğin Aryan metinlerinde bu vahşi gelenek "Bu andan itibaren yeni doğan bir kız çocuğunu reddet ve bir erkek çocuğunu sahiplen" sözleriyle onaylanmaktadır.46 Atharva Veda'da ise "Bırak kız çocuğu başka bir yerde doğsun, burada erkek çocuğun doğmasına izin ver"47 şeklinde bir emir bulunur. Bir kız çocuğu doğuran kadın suçluluk duymaktadır. Bu yüzden yeni doğan kız çocuklarını öldürme, yükten kurtulmanın kolay bir yolu olarak görülmektedir.48


Kız çocuklarına yönelik bu insanlık dışı uygulama tarih boyunca din ahlakının yaşanmadığı birçok toplumda da görülmüştür. Aryanların bir adeti olan bu vahşet, aslında Aryanlar gibi diğer pek çok putperest kültürde de görülebilir. Bu putperest kültürlerden biri de, İslam öncesindeki Arap toplumudur. Allah Kuran'da putperest Arapların kız çocuklarını değersiz görerek doğar doğmaz, diri diri toprağa gömdüklerini haber vermekte ve kıyamet günü bu günahın hesabının sorulacağını bildirmektedir:

Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?" (Tekvir Suresi, 8-9)
Başka ayetlerde ise Allah, "Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?" (Nahl Suresi, 58-59) ifadesiyle, kız çocuğu olduğu için utanan putperestlerin ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını açıklamaktadır. Bu putperest adetin sapkınlığını vurgulayan bir diğer ayet şu şekildedir:

Oysa onlardan biri, O, Rahman (olan Allah) için verdiği örnek ile (kız çocuğunun doğumuyla) müjdelendiği zaman, yüzü simsiyah kesilmiş olarak kahrından yutkundukça yutkunur. (Zuhruf Suresi, 17)

Oysa Allah "Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler armağan eder, dilediğine de erkek armağan eder. Veya erkekler ve dişiler olarak çift (ikiz) verir. Dilediğini kısır bırakır. Gerçekten O, bilendir, güç yetirendir." (Şura Suresi, 49-50) ayetiyle, her insana cinsiyetini verenin Kendisi olduğunu hatırlatmaktadır. Erkek çocuğu gibi, kız çocuğu da Allah'ın doğumunu takdir ettiği bir insandır. Anne-babanın sorumluluğu, Allah'ın bahşettiği çocuklarına O'nun emrettiği şekilde sevgi, şefkat ve merhametle bakmaktır.

İslam, tarih boyunca her ulaştığı yerde putperest dinlerin bir barbarlığı olan bebek cinayetlerini yasaklamış ve ortadan kaldırmıştır. Rabbimiz İslam ahlakından habersiz olan bu toplumlara gönderdiği peygamberleri ve indirdiği hak kitapları ile, kız çocuklarına karşı olan bu bakış açısının yanlışlığını bildirmiştir. Peygamberlerin tebliği ve İslam ahlakının insanlar tarafından öğrenilmesiyle birlikte, kız çocuklarını bir utanç vesilesi olarak görme düşüncesi ve cahiliye toplumlarında var olan bu tür uygulamalar büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Ancak Hindistan toplumu asırlardır süregelen sapkın geleneklerini sürdürmekte ısrar etmekte ve kız çocuklarını öldürmeyi hala meşru görmektedir.

41- Dünya ve Kadın Sorunu Üzerine, http://www.atilim.org/sinif/sp5/Dinler.htm
42- Dünya ve Kadın Sorunu Üzerine, http://www.atilim.org/sinif/sp5/Dinler.htm
43- "Women in Indo-Aryan Societies", http://www.geocities.com/Athens/Ithaca/1335/Soc/w_ary.html
44- The Hindu, 16 Şubat 1995
45- Hinduizmin ABC'si, Kim Knott, Kabalcı Yayınları, Eylül 2000, s. 127
46- Taittirya Samhita VI.5.10.3, http://www.dalitstan.org/books/gowh/gowh1.html
47- Atharva Veda: 6.2.3. http://www.dalitstan.org/books/gowh/gowh1.html
48- "Women in Indo-Aryan Societies", http://www.geocities.com/Athens/Ithaca/1335/Soc/w_ary.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder