12 Mart 2010 Cuma

DİĞER UZAKDOĞU DİNLERİ



Uzak Doğu dinleri dendiğinde akla birçok batıl inanış gelir. Birinci bölümde detaylı olarak incelediğimiz Hinduizm, bu sapkın dinlerin en büyüğü, kökeni en eski tarihlere uzananı ve dünya üzerinde en fazla mensubu olanıdır. Asya ülkelerinden Batı ülkelerine kadar birçok kültürde Hindu dininin izlerini görmek mümkündür. Özellikle de Hindistan'ın uzun süre İngiliz İmparatorluğu'nun işgali altında kalması, Hindu kültürünün Batı toplumlarında yaygınlık kazanmasında büyük rol oynamıştır. Ancak Uzak Doğu ülkelerinde Hinduizmin yanında Caynizm, Budizm, Sihizm, Şintoizm, Konfüçyüsçülük, Taoizm gibi daha pek çok inanış mevcuttur. Bu dinler de kendi içlerinde çeşitli kollara bölünmekte, ülkeden ülkeye değişiklikler göstermektedir.

Uzak Doğu dinlerinin en temel özellikleri Allah'ın mutlak varlığını inkar eden, putperest bir temel üzerine kurulmuş olmalarıdır. Her birinin kendine özgü sahte ilahları, önünde secde ettikleri putları vardır. Ancak taştan, topraktan yaptıkları hayali ilahları hayattaki herşeyden üstün gören, hayatlarını putlarını mutlu etmek için çalışarak geçiren bu insanlar ne kadar büyük bir aldanış içinde olduklarının farkında değildirler. Atalarını, inekleri, maymunları, fareleri ya da ağaçları sahte ilahlar edinen bu kimselerin durumunu Rabbimiz Fatır Suresi'nde şu şekilde bildirir:

Eğer onlara dua ederseniz, duanızı işitmezler, işitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet gününde ise, sizin şirk koşmanızı tanımayacaklardır. (Bunu herşeyden) Haberi olan Allah gibi sana (hiç kimse) haber vermez. (Fatır Suresi, 14)

Bu bölümde söz konusu dinlerin çarpık yönleri ele alınacak, bu dinlerin mensuplarına batıl hayatları hakkındaki gerçekler hatırlatılacaktır. Ayrıca bu inançlardan vazgeçip Allah'a teslim olmaları için çağrıda bulunulacaktır.
Üzerinde duracağımız bir diğer konu ise içinde yaşadığımız yüzyılda bazı çevreler tarafından insanlara kurtuluş yolu olarak sunulan, çok büyük bir propaganda çalışmasıyla dünya gündeminde tutulmaya çalışılan sahte dini akımlardır.
Materyalist ve ateist çevreler tarafından din ahlakının toplum üzerindeki köklü etkisini ortadan kaldırmak ve manevi arayış içinde olan insanları "Allah inancına karşı çıkan sahte bir din" ile yanıltmak amacıyla oluşturulan bu sahte akımların tehlikelerine karşı insanları uyarmak tüm iman sahiplerinin görevidir. Rabbimiz Rad Suresi'nde şu şekilde bildirir:

De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır." (Rad Suresi, 16)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder