![]() Gucarat'ta evler kundaklandı, insanlar canlı canlı yakıldı, dövülerek öldürüldü. Belediye Başkanı Modi saldırılara göz yumarken, emniyet güçleri yaşananları görmezden geldi. |
Babür Camisi'ne yapılan saldırının benzerleri yıllardır Hindistan topraklarında süregelmektedir. Her çatışma, Hinduların Müslümanlara ait evleri, işyerlerini ve otomobilleri kundaklamaları ve yakmaları ile sonuçlanmaktadır. Gece uyurken evleri ateşe verilen Müslümanlar arasında diri diri yanarak ölen insanlar vardır.97 Hindistan yönetimi bu konuda birçok göstermelik önlem alsa da gerçekte saldırıları el altından desteklemektedir. Bu durum, insan hakları örgütlerinin raporları ile açıkça ortaya konmaktadır. Örneğin Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) Hindistan'da Müslüman halkın yaşadıklarıyla ilgili birçok rapor hazırlamış ve bu raporlarda da hükümet yetkililerinin, yerel yöneticilerin ve emniyet birimlerinin tutumunu, görgü tanıklarının şahitliklerinden yola çıkarak ortaya koymuştur.98 Ancak Hinduizmin ırkçı ideolojisinden ve iktidarda olan yönetimlerden güç alan Hindular saldırılarına büyük bir hızla devam etmektedirler.
2002 yılının ortalarında bir trenin yakılmasıyla başlayan ve sonra da yaklaşık 2000 Müslümanın vahşice katledilmesiyle devam eden olayların arka planında da Babür Camisi'nin yıkılması konusundaki gerginlik vardı. Bu kez olaylar Gucarat Eyaleti'nde gerçekleşti. Bir grup radikal Hinduyu taşımakta olan bir tren yakıldı. İddiaya göre treni Müslümanlar yakmıştı, ancak olayın bir provokasyon olduğu daha ilk günlerde dile getirilmeye başlandı. Nitekim BBC'de yayınlanan bir haber de, bu şüpheleri doğrular nitelikteydi. Trende bulunan bazı kişiler yangının treni durduran bazı Müslüman gruplar tarafından çıkarıldığını söylüyorlardı. Ancak adli tıp raporları tam tersini delillendiriyor ve yangının trenin içinden çıkarıldığını ortaya koyuyordu.99 Bu kundaklama olayının ardından Hindistan Hükümeti bir yandan Müslümanları hedef gösterirken diğer yandan Hindu militanları tahrik etti. RSS gibi ırkçı örgütler de bekledikleri fırsatı ellerine geçirdiklerini düşünüyorlardı. Hindistan Hükümeti'nin vahşeti tırmandıran tutumundan güç alarak Hindu saldırganlar Müslümanların üzerine şiddetle saldırdılar. Yüzlerce kişilik gruplardan oluşan Hindu militanlar Müslümanların evlerini bastılar. Evler ateşe verildi, kadınlara tecavüz edildi, insanlar canlı canlı yakıldı, evler ve dükkanlar yağmalandı, insanlar kamyonlarla ezildi, günler süren bir katliam gerçekleşti. Cesetler ise kanallara ve nehirlere atıldı. Olaylara ne polis kuvvetleri, ne yerel yönetimler, ne de Vajpayee iktidarı müdahalede bulunmadı. Tam tersine birçok tecavüz ve kundaklama olayı polislerin koruması altında ve eşliğinde gerçekleştirildi.
Özellikle de Hindistan'ın batısındaki Ahmedabad şehrinde fanatik Hindular vahşi bir katliam daha gerçekleştirdiler. Hindulardan oluşan polis ve ordu birlikleri, saldırıları önlemek için en ufak bir çaba göstermediler. Gazeteciler, Ahmedabad'ın birçok bölgesinde çetelerin otomobilleri yaktıklarını, dükkanları yağmalayıp ateşe verdiklerini, polisin ise gruplar halinde onları seyrettiğini bildirdiler. Ahmedabad'daki Hindular, Narora gecekondu mahallesini basarak, çoğu çocuk 27 Müslümanı diri diri yaktılar. Karayollarında toplanan Hindu çeteler ise, otomobilleri durdurup "içeride Müslüman olup olmadığını" soruyorlardı. Sadece Hinduların yola devam etmesine izin verilirken, Müslümanlar dışarı çıkarılıp öldürülüyordu.100 11 kişinin saklandığı bir kiler yakılınca yedi kişi öldü. Sekiz kişilik bir aile arabalarının içinde canlı canlı yandı. Bıçaklar, demir çubuklar, kılıçlar ve hokey sopalarının kullanıldığı bir saldırıda, en az 48 kişi öldü. Hastaneler çoğu bıçak yarası yüzünden gelenlerle doluydu. Pek çok kentin duvarlarına "Müslümanları nasıl yakacağınızı bizden öğrenin" yazılırken, Hindu militanlar yabancı muhabirlere, "Her ne olduysa iyi oldu. Bu sorunu halletmenin tek yolu Müslümanları yok etmek" diye demeçler veriyorlardı.
Gucarat'ta yaşananlarla ilgili tüm dünya basınında çok fazla haber yer aldı. İnsan hakları örgütleri birçok rapor hazırladılar. Ancak bu raporlar ne dünya kamuoyunu ne de Hindistan Hükümeti'ni harekete geçirmedi. Katliami bizzat yaşayan Müslüman kadınların açıklamaları temel alınarak hazırlanan "The Gujarat Massacre Affected Minority Women, The Survivors Speak" (Gucarat Katliamı Azınlık Kadınlarını Etkiledi, Hayatta Kalanlar Anlatıyor) başlıklı bir raporda ise özetle şu gerçekler ortaya konuyordu:
- Vahşet "kendiliğinden gelişen" bir eylem değildir. Bir ön hazırlık, organizasyon ve hedefin belirlenmesinde hassasiyet tespit edilmiştir.
![]() Newsweek, 22 Nisan 2002 Newsweek, 22 Ocak 1999 (Üstte) Newsweek dergisinde yer alan "Müslüman çocukların yarısından azı okula gidebiliyor ve okuma-yazma oranları düşüyor" başlıklı haberde Hindu milliyetçilerin, sayıları 200 milyonu aşan Müslüman nüfusa uyguladıkları maddi ve manevi baskı yöntemleri anlatılıyor. Haberde Gucarat Müslümanlarının, polisin Hindu saldırıları karşısındaki taraflı tutumu nedeniyle yaptığı gösteriye yer veriliyor. Aynı haberde Hinduların Hıristiyanlara ait okullara ve kiliselere de saldırılarda bulundukları bildiriliyor. (Yanda) "Terör serbestçe hüküm sürüyor" başlıklı haberde Hindistan'da yaşayan Hıristiyan azınlıkların, yapılan saldırıları protesto amacıyla sık sık yürüyüşler düzenledikleri belirtiliyor. |
- Yardım kamplarında hayatta kalan kadınlar arasında - tecavüz, birden fazla kişi tarafından tecavüz, kitlesel tecavüz, çıplak dolaştırılma, vücutlarına çeşitli objelerin sokulması, sarkıntılık dahil- cinsel vahşetin en vahşi biçimlerine maruz kalan birçok kadın bulunmaktadır. Tecavüze uğrayanların büyük bir çoğunluğu sonra canlı canlı yakılmıştır.
- Kadınlar üzerindeki etki fiziksel, ekonomik ve psikolojiktir. Bütün bu üç cephede de devletin onlara yardımcı olmak için çaba gösterdiğine dair hiçbir delil yoktur.
- Gucarat'ın ana dilinde yayın yapan bazı basın organları vahşetin desteklenmesinde, özellikle kadınlara karşı cinsel vahşetin tahrik edilmesinde tehlikeli ve kriminal bir rol oynamıştır.
- Tecavüz ve kadınlara yönelik saldırılara, hiçbir gazetede, televizyonda yer verilmemiş, bu olaylar devlet ve polis tarafından gözardı edilmiştir.
- Birçok çocuk bu insanlık dışı tecavüzlere, yakma olaylarına şahit olmuştur. Bu çocuklar üzerinde çok büyük bir psikolojik tahribat meydana gelmiştir.
- Devlet, görevini yapmamaktan kaynaklanan hiçbir pişmanlık göstermemiştir. Hükümet yetkilileri "Yapabileceğimiz hiçbirşey yoktu. Bütün Hinduların kalplerinde doğal bir nefret ve kızgınlık vardı. Biz bunu kontrol edemedik" demekle yetinmiştir.
- Polislerin aktif olarak çetelere yardım ettiği, iş birliği yaptığı ve hatta bazı olaylarda çeteyi yönlendirdiğine dair birçok delil vardır. Bazı video çekimlerinde Müslümanların evlerinin duvarlarına "Polis de bizim tarafımızda" gibi sloganların yazıldığı görülmektedir. Diğer durumlarda polis yardım çağrılarına karşı ya sağır davranmış ya da yardım etmek için "yukarıdan emir almadıklarını" söylemişlerdir. Kadınlar ve çocuklar birçok kez polis otomobillerinden ve istasyonlarından geri döndürülmüş, kendi kendilerini korumaları söylenmiştir. Birçok kanıt; polisin dosyaları doldurmayı "yeterli kanıt yok, böyle bir vaka yok" diyerek reddettiğini göstermektedir.101
![]() The Muslim Observer, 31 Mayıs 2002 Gucarat'ta Müslümanlara Emniyet ve Adalet Yok The Muslim Observer, 3 Mayıs 2002 Gucarat'da İsyan Maskesi Altında Soykırım CNN, 22 Nisan 2002 Hindistan'ın Gucarat'ı Yanmaya Devam Ediyor Gucarat'ta haftalarca süren şiddet olayları tüm dünya basınında yer aldı. Ancak Hindu milliyetçilerinin kontrolünde olan Hindistan yönetimi saldırıları durdurma konusunda çok yavaş davrandı. Günlerce bekleyip insanların canlı canlı yakılmalarına, öldürülmelerine göz yumdu. Yapılan açıklamalarda da saldırıların "olağan" olduğu ifade edildi. (yanda üstte) BBC'de yer alan 3 Temmuz 2002 tarihli "Gucarat'taki tren saldırısıyla ilgili şüpheler" başlıklı haberde Gucarat olaylarını başlatan tren saldırısının bir provokasyon olduğuna dair şüphelere yer verildi. Dünya basınında Müslümanların korku içinde yaşadıkları, kadınlara tecavüz edildiği ve heryerin yanmış bedenlerle dolu olduğu yazıldı. Yine BBC'de yayınlanan 16 Nisan 2002 tarihli yandaki haberde "Gucarat'taki Müslüman Kadınlara Tecavüz" başlıklı bir habere yer verildi. Haberlerde dikkat çekilen bir diğer husus ise güvenlik güçlerinin, saldırıları durdurmak için hiçbir girişimde bulunmamalarıydı. Islamonline isimli internet sitesinde, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün "Gucarat'ta şiddet Hindistan tarafından onaylandı ve planlandı" başlıklı bir raporuna yer verildi. CNN'de yer alan haber ise "Hindistan'da Gucarat Yanmaya Devam Ediyor" başlığını taşıyor.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder