Hindistan topraklarında yaşayan Müslümanlar özellikle de Hindu milliyetçiliğinin yükselişe geçtiği son yarım asırdır barbarca saldırılara maruz kalmaktadır. Bu saldırıların en önemlisi hiç şüphesiz Ayodhya kentinde bulunan Babür Şah (ya da Babür) Camisi'nin yıkılışıdır.
Time dergisinin 21 Aralık 1992 tarihli sayısında yer alan haberde, Babür Camisi üzerindeki tartışmanın tarihine yer veriliyor. Caminin 1528 yılında inşa edilmesinden 1855 yılına kadar Müslümanlarla Hindular arasında hiçbir çatışma yaşanmazken, 1855 yılında söz konusu iddia ortaya atılır. 1934 yılında fanatik Hindular caminin duvarlarının bir bölümünü yıkarlar. Tartışmalar devam ederken, Dünya Hindu Teşkilatı 1983 yılında caminin yıkılıp yerine bir tapınak yapılması için bir kampanya başlatır. Bunun ardından çatışmalar hız kazanır. Ve 1992 yılında cami Hindu militanlarca yerlebir edilir. |
Time dergisinin 21 Aralık 1992 tarihli sayısında yer alan haberde, Babür Camisi üzerindeki tartışmanın tarihine yer veriliyor. Caminin 1528 yılında inşa edilmesinden 1855 yılına kadar Müslümanlarla Hindular arasında hiçbir çatışma yaşanmazken, 1855 yılında söz konusu iddia ortaya atılır. 1934 yılında fanatik Hindular caminin duvarlarının bir bölümünü yıkarlar. Tartışmalar devam ederken, Dünya Hindu Teşkilatı 1983 yılında caminin yıkılıp yerine bir tapınak yapılması için bir kampanya başlatır. Bunun ardından çatışmalar hız kazanır. Ve 1992 yılında cami Hindu militanlarca yerlebir edilir.
430 yıl kadar önce Mogul İmparatoru Babür Şah tarafından yaptırılan bu cami Hindistanlı Müslümanlar için çok büyük bir önem taşımaktadır. Ancak bu cami yıllardır Hindularla Müslümanlar arasında çok büyük anlaşmazlıklar doğurmaktadır. Hintliler İslam medeniyetinden kalan çok kıymetli bir tarihi eser olan bu caminin sözde ilahlarından biri olan Rama'nın doğduğu yerin üzerine inşa edildiğini iddia etmekte, bu nedenle de caminin bir an önce yıkılıp yerine bir Hindu tapınağının inşa edilmesini istemektedirler. İddiaların tek dayanağı, kulaktan kulağa yayılan masalsı efsanelerdir. Kendilerince uydurmuş ve asırlardır bu saçma inanca göre hareket etmişlerdir.
Hindistan tarihi ve Hinduizm konusundaki en önemli isimlerden biri olan California Üniversitesi'nden Prof. Brian K. Smith "Re-envisioning Hinduism and Evaluating the Hindutva Movement" (Hinduizmi Yeniden Tasarlamak ve Hindutva Hareketini Değerlendirmek) başlıklı çalışmasında Ayodhya ve Rama tapınağı ile ilgili çok çarpıcı gerçekler ortaya koymaktadır.94 Prof. Smith'in ortaya koyduğu delillerden biri Archaeological Survey of India tarafından yapılan bir araştırmadır. Bu kurumun genel başkanı Prof. B. B. Lal 1970'li yıllarda yaptığı detaylı araştırmalar sonucunda geçmiş tarihlerde Ayodhya bölgesinde herhangi bir Hindu tapınağı bulunduğuna dair en ufak bir kanıt dahi bulamadığını açıklamıştır. Smith'in bir diğer kaynağı ise Hindistan'ın en önemli üniversitelerinden biri olan Jawaharlal Nehru'nun yayınladığı bir araştırmadır. Üniversitenin Tarih Araştırmaları Merkezi "The Political Abuse of History" (Tarihin Siyasi Açıdan Suistimal Edilmesi) başlıklı yayınlarında bu konuya değinmiş ve Ayodhya konusunda çok büyük bir yalana başvurulduğunu ortaya koymuştur. Çalışmalarında Ayodhya'da geçmiş dönemlerde bir tapınak bulunduğuna dair "hiçbir delilin hiçbir zaman" bulunmadığını belirtmişlerdir. Ancak Hindu radikaller bu saptamalara hiçbir şekilde itibar etmemiş ve Ayodhya'nın dışında Hindistan genelindeki 3000 farklı Hindu kutsal bölgesinin Müslüman imparatorlar tarafından ele geçirildiğini iddia etmeye devam etmişlerdir. Bu bölgelerin de gelecek yıllarda birer Ayodha olabileceği pek çok kişi tarafından dile getirilmektedir. Hintli araştırmacılara göre çok yakın zamanlarda Hinduların hedefi olabilecek merkezlerden biri ise Benares'de bulunan 17. yüzyıla ait bir camidir.95
Babür Camisi'nin yıkılmasına yönelik ilk büyük kampanya 1990 yılının sonbaharında, şu anda iktidar partisi olan BJP tarafından başlatıldı. BJP'nin o günkü lideri L. K. Advani, caminin yıkılıp yerine tapınak yapılmasına karşı Hinduların ayaklanmasını körüklemek amacıyla bir araba turuna çıktı. Hindu putlarından Mahabharata'nın at arabasını temsilen, süslerle donanmış bir minibüs, yaklaşık 20 büyük şehir ile yüzlerce kasaba ve köyü turlarken, Müslümanlara yönelik ardı arkası kesilmeyen şiddet olaylarını başlatmış oldu. Çılgına dönen kalabalık bir grup, Babür Camisi'ni çevreleyen duvarları aşarak, caminin 16. yüzyıldan kalma kubbelerine Hindu bayrakları diktiler. Ancak bu olayların ardından hiçbir soruşturma açılmadığı gibi, söz konusu saldırı BJP'nin oy oranında büyük bir patlama meydana getirdi.
![]() Time dergisinde yer alan "Kutsal olmayan savaş" başlıklı haberde Babür Camisi'nin yıkılmasının ardından Fanatik Hinduların çok büyük sevinç gösterilerinde bulunduklarına yer verildi. Time, 21 Aralık 1992 |
Bu olayın ardından çıkan çatışmalarda ise 2000'den fazla Müslüman vahşice katledildi. İktidardaki BJP ve Başbakan Vajpayee ise bu olayların en önde giden destekçilerindendi. VHP gibi ırkçı örgütlerle sıkı bir ilişki içindeydi. Çatışmalar sadece Hindistan toprakları ile sınırlı kalmadı. Bangladeş, Pakistan ve İngiltere'de de çeşitli çatışmalar oldu. Ayrıca bu olaylar yüzünden Pakistan ile Hindistan arasındaki gerginlik daha da arttı.
1992 yılında adı geçen caminin yıkılması üzerine çıkan çatışmaları yatıştırmak için Hint hükümeti bu cami yerine yenisinin inşa edileceği vaadinde bulundu. Fakat aradan 10 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, bu vaadini yerine getirme yönünde herhangi bir adım atmadığı gibi Hinduların, caminin yerine bir Hindu tapınağı inşa etme planlarının önüne geçmek için de ciddi bir gayret göstermedi. Hint Hükümeti'nin bu tutumundan cesaret alan Hindular 2003 yılında Babür Camisi'nin arazisi üzerine bir Hindu tapınağı inşa etmek için harekete geçtiler. Müslümanlar da buna fırsat vermek istemeyince yine çatışmalar çıktı ve yedi yüz kişi daha hayatını kaybetti.
Dünyanın en saygın insan hakları örgütlerinden olan Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü), yayınladığı raporlarda Hindistan'da Müslümanlara yönelik bu ve benzeri saldırılar hakkında çok detaylı bilgiler verir. HRW 1994 yılına ait bir raporunda Ayodhya'daki Babür Camisi'nin yıkılışının iktidardaki BJP Partisi ve Hindu milliyetçi gruplar tarafından yürütülen bir kampanya sonucu gerçekleştiğini, polisin ve diğer güvenlik güçlerinin hiçbir şekilde olaylara müdahale etmediğini belirtmektedir. Raporda önemli bilgiler yer almaktadır:
BJP Hükümeti'nin cami korunacak sözüne rağmen, bölgedeki polis söylentilere göre ne bölgedeki yıkıma ne de ardından gazetecilere ve diğerlerine yapılan saldırılara müdahele etmedi. Kuzey Hindistan'ın ötesindeki şehirlerdeki vahşette 1000'den fazla kişi öldü. Ölenlerin büyük bir kısmı polis tarafından vurulan Müslümanlardı. Öldürülenlerden bazıları evlerinden çıkarılıp hemen idam edilmişti. Gucarat Eyaleti'ne bağlı Surat'da Müslümanlara saldırıda kadınlara zorla tecavüz edildi. Ocak'da 700'den fazla kişinin öldüğü Bombay'daki dokuz günlük vahşette Müslümanlar yine ana hedeftiler. Çoğunluğunun Hindu militer Shiv Sena örgütünü savunduğu Bombay polisi ise kasten Müslümanları hedef aldı ve çeteler Müslümanların evlerini yakarlarken onlar sadece seyrettiler.96
Ülkede olaylar zaman zaman durgunlaşsa da kavganın ateşi tamamen söndürülememektedir. Bunda Hinduların tapınak inşa etme girişimlerini tekrar etmelerinin ve Hindistan hükümetinin Hindulara cesaret veren tutumunun önemli rolü olmaktadır. Bu yüzden zaman zaman yeni çatışmalar çıkmakta, Hindu militanlar Müslümanların evlerini kundaklamakta, kadınlara saldırmakta ve hemen her saldırıda masum insanlar hayatlarını kaybetmekte veya yaralanmaktadır.
95- "The Political Abuse of History: Babri Masjid - Rama Janmabhumi Dispute", Centre for Historical Studies. "Re-envisioning Hinduism and Evaluating the Hindutva Movement", Brian K. Smith, The Academic Press Limited, 1996

96- "India: Human Rights Developments", Human RightsWatch, http://www.hrw.org/reports/1994/WR94/Asia-05.htm#P235_88637

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder