Putperest Doğu dinlerinin en temel özelliklerinden biri ahiret inancını inkar etmeleri, canlıların hayatlarının ise reenkarnasyon ve karma olarak isimlendirilen hayali bir sisteme göre işlediğini iddia etmeleridir. Hindu dininin ölüm ve dünya hayatına bakışı da bu iki temel üzerine kuruludur.
Reenkarnasyon (ruh göçü ya da tenasüh), ölümün ardından ruhun beden değiştirerek dünyaya birçok kez gelip gitmesi şeklinde özetlenen yanlış inanca verilen isimdir. Hinduizmde "sansara" adını alan reenkarnasyonun, "karma" adı verilen hayali bir sebep-sonuç yasasına göre işlediği sanılır. Hiçbir somut delile dayanmayan Karma inancına göre, yaşam boyunca yapılan kötü davranışlar kötü karma oluşturacak, insanın bir sonraki yaşamında "aşağı" bir bedene sahip olmasına sebep olacaktır. Aynı şekilde iyi davranışlar da iyi karma oluşturacak ve kişi bir sonraki hayatında "yüksek" bir beden elde edecektir. Böylece insan sürekli farklı bedenlerle dünyaya geri dönecektir. Ancak bu sistemi kimin kurduğu, sistemin nasıl işlediği gibi sorulara hiç kimse bir cevap verememektedir. İnsan yapımı Hindu inanışlarına göre her varlık insan bedenine ulaşıncaya kadar bitki, böcek, hayvan gibi 8.400.000 değişik yaşam formundan geçer, bunun ardından insan olarak dünyaya gelir.13 Kimin kontrolü altında geliştiği belli olmayan bu geliş gidişlerin amacı ise "yaşam-ölüm-yeniden doğum-yaşam-ölüm" zincirini kırıp, sözde özgürlüğe, "Aydınlanma"ya, "Nirvana"ya ya da "Brahma"ya kavuşmaktır. Ancak "insan yapımı" hurafeler ve efsanelerden oluşan Hindu metinlerini temel alan reenkarnasyon ve karma inançları tamamıyla birer safsatadır, hiçbir akılcı dayanakları yoktur.
Hindu metinlerinde sözde "karma kanunları" kesin hatlarla belirlenmiştir. Bu insan uydurması kanunlar aracılığıyla bir Hindu nasıl bir tavırda bulunursa, bir sonraki hayatında ne olacağını yaklaşık olarak bilebilir. Örneğin tahıl çalan bir insan, tüm Hindu metinlerine göre bir sonraki hayatında fare olacaktır. Meyve çalan köpek; boyalı kumaş çalan kirpi; elbise çalan cüzzamlı bir kişi olarak hayata geri dönecektir.14 Ancak bu sebep-sonuç kurallarının nasıl işlediği, bu yasayı kimin koyduğu, iyi ve kötüyü kimin belirlediği, uygulamayı kimin yaptığı bilinmez. Buna dair hiçbir mantıklı açıklama yoktur. Hiçbir Hindu bunun sebeplerini araştırmaz. Hindu yazılı metninde de bu konu üzerinde durulmaz.
![]() Hintliler 4. yüzyıldan itibaren Ganj ve Yamuna nehirlerini insan biçiminde resmetmeye başlamış ve bunları tapınak girişlerinde kullanmışlardır. Sapkın Hindu inanışlarına göre, nehirler insanların batıl saygı gösterilerine çeşitli şekillerde karşılık vermektedirler. |
Öldükten sonra yakılıp küllerinin Ganj Nehri'ne atılması da Hindu inanışlarında çok büyük bir yer tutar. Otobüslerle ölüler buraya taşınır, sonra Hindu rahipler eşliğinde yakılır, burada büyük bir tören yapılır. Eğer küllerin bir kısmı dahi bu sulara atılmazsa, o kişinin bir sonraki hayatında çok büyük azaplarla karşılaşacağına inanılır.15 Allah'ın vahyine dayanmayan, bundan binlerce yıl önce yaşamış, cahil kişiler tarafından yazılmış bu metinler günümüzde 1 milyara yakın insan tarafından körü körüne kabul edilmektedir.
Hindu yazılı metinlerini ilk kez kaleme alan Aryanların hayal gücünün bir ürünü olan, hiçbir ilahi ve akli temeli olmayan bu inanç hakkında asırlardır pek çok şey yazılmaktadır. Özellikle de son yıllarda karma anlayışı Batılı toplumlarda çok sık duyulur hale gelmiştir. Ancak Kuran ayetleri okunduğunda ve Rabbimiz'in dünya hayatı üzerine verdiği haberler üzerinde dikkatle düşünüldüğünde ruh göçü iddiasının çok büyük bir aldanış olduğu anlaşılmaktadır.
Allah "O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı…" (Mülk Suresi, 2) ayetinde insanın dünya hayatı boyunca denemeden geçirileceğini bildirmektedir. Dünya, Allah'a samimiyetle iman edenlerin ve inkar edenlerin ortaya çıkacağı geçici bir yerleşim yeridir. İnananların kötülüklerinden arınacakları, cennet ahlakına ulaşacakları, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için çaba sarf ederek olgunlaşacakları bir eğitim yurdudur. Allah, insanlara korumaları gereken sınırları, Kendisi'nin hoşnut olacağı ve olmayacağı herşeyi açıkça bildirmiştir. Buna göre, insan dünyada gösterdiği ahlaka göre ebedi hayatında ceza görecek veya mükafata kavuşacaktır. Bu durumda yaşadığımız her saniye, bizleri cennete veya cehenneme yaklaştırmaktadır.
İnsan, batıl reenkarnasyon inancında söz edildiği gibi tekrar tekrar dirilmeyecek, aniden gelecek olan ölümü ile birlikte dünya üzerindeki hayatı sona erecektir. Çevresindeki tüm insanlar, arkadaşları, akrabaları, kısaca dünya üzerinde var olan her insan, daha önce yaşamış milyarlarca kişi gibi mutlaka öleceklerdir. Allah bu gerçeği, "Her nefis ölümü tadıcıdır…" (Enbiya Suresi, 35) ayetiyle bildirmiştir. Bu kaçınılmaz gerçeği unutmak insanın düşebileceği en büyük gafletlerden biridir. Ölümü kendisinden uzaklaştırmaya asla güç yetiremeyecek olan insan, bilemeyeceği bir zamanda ve yerde, herhangi bir nedenle mutlaka ölecektir. Ayetlerde ölümden gafil olarak dünya hayatına dalan insanların durumu şöyle haber verilmektedir:
Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve Bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; işte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir. (Yunus Suresi, 7-8)
O, ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) "İşte bu, senin yan çizip-kaçmakta olduğun şeydir" (denildiği zaman da). (Kaf Suresi, 19)
Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Münafikun Suresi, 11)
![]() De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp buluşacaktır. Sonra gaybı da müşahede edilebileni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir. (Cuma Suresi, 8) |
İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orada (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur. (Fatır Suresi, 37)
... Şüphesiz Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarından dolayı şiddetli bir azap vardır. (Sad Suresi, 26)
Kuran Reenkarnasyon İnancını Yalanlıyor
Allah Kuran'da ölümün ve dirilişin bir kez olduğunu bizlere bildirmektedir. İnsan Allah'ın can vermesiyle hayata gelir, sadece tek bir hayat yaşar ve Allah Katında belirlenmiş olan ecel vakti geldiğinde ölür. Ölümden sonra yeni bir dünya hayatı değil, ahiret hayatı başlar. Tüm insanlar ölümlerinin ardından hesaba çekilir, sonsuz hayatlarını yaşamak üzere ya cennete ya da cehenneme gönderilirler. Rabbimiz "…Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp buluşacaktır…" (Cuma Suresi, 8) ayetiyle her insanın mutlaka öleceğini bizlere haber vermiştir. Batıl Karma inancının peşinden giden bu insanlara Rabbimiz'- in verdiği haber ise çok açıktır:
Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler. (Enbiya Suresi, 95)
Allah; sizi yarattı, sonra size rızık verdi, sonra sizi öldürmekte, daha sonra sizi diriltmektedir. Ortaklarınızdan bunlardan herhangi birini yapacak var mı? O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (Rum Suresi, 40)
![]() Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur. (Beyyine Suresi, 5) |
Orada, ilk ölümün dışında başka ölüm tatmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur. (Duhan Suresi, 56-57)
Evet, Biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, Bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı? (Enbiya Suresi, 44)
13- "Çeşitli İnanışlara Göre Reenkarnasyon", http://ufonet.150m.com/konular/reenkarnasyon.htm

14- Dr. Ali İhsan Yitik, Hint Kökenli Dinlerde Karma İnancının Tenasüh İnancıyla İlişkisi, Ruh ve Madde Yayınları, s. 111

15- Time, 24 Mart 1997, s 28-29,

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder