Çinliler çok eski tarihlerden beri falcılığı, astrolojiyi, telkin ile tedaviyi ve büyücülüğü uygulamışlardır. Ölümsüzlüğe erişmek için meditasyon, nefes alıştırmaları, ilaç kullanımı gibi birçok yöntem geliştirmiş, tüm bu uygulamaları da batıl bir din haline getirmişlerdir.
Bazı Taoist akımlar büyü, tanrıları davet, ölülere adakta bulunup ziyafetler verme, rüzgar ve yağmuru çağırma ve kötü ruhları kovalayıp hastalıkları iyileştirme gibi sihir işlerinde yoğunlaşmıştı. Zaten Çinliler ölümsüzlük arayışlarını tıbbi alandan ziyade büyücülük alanına kaydırmışlardı. Bunun dışında "ölümsüzlük tarikatı" adı verilen akımlar da bulunuyordu. Taoculuğun içinden çıkan bu akımın en önemli öncülerinden biri Chung Tao Ling (MS 34)'dir. Tao Ling batıl bir büyücülük yığını olan bugünkü yaygın Taoizmin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Sapkın Tao efsanelerine göre Ling'in ruhlar ülkesinde kendisine görünen Lao Tse'den kılıç ve diğer aletleri teslim aldığı ve bunların sayesinde ruh dünyası üzerinde hakimiyet kurduğu söylenir. Bu gibi akımlar düşüncenin yoğunlaştırılması, nefes talim ve denetimi, vücudu uzatma, banyo, perhiz, ilaç kullanımı, masaj ve hatta havada sıçrama, bedeni şekli değiştirme ve görünmeme gibi usullerle ölümsüzlüğe ulaşılabileceğine inanıyorlardı. Pekin Üniversitesinden Tang Yie-Jie Confucianism, Buddism, Daoism, Christianity and Chinese Culture (Konfüçyüsçülük, Budizm, Taoizm, Hıristiyanlık ve Çin kültürü) isimli kitabında Çin kültüründeki ölümsüzlük anlayışını şu şekilde tarif eder:
![]() Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın. (Zümer Suresi, 65) |
Oysa tüm bu batıl inanışlar çok büyük bir saçmalıktır. Daha önce de vurguladığımız gibi insanın dünya hayatında ölümsüzlüğü elde etmesi Allah'ın dilemesi dışında kesinlikle mümkün değildir. Rabbimiz her insanı belli bir ecel ile yaratmıştır ve her insan vakti geldiğinde mutlaka ölecektir. Hiçbir ilacın, hiçbir tedavinin, dietin ya da başka bir yöntemin bu vakti değiştirmesi, gerçekleşmesi kesin olan ölümü engellemesi mümkün değildir. Nitekim Allah ayetlerde şu şekilde bildirir:
Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu, Allah'tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Allah'tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar? (Nisa Suresi, 78)
Evet, Biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, Bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı? (E
145- Tang Yie-Jie, Confucianism, Buddism, Daoism, Christianity and Chinese Culture, Pekin Üniversitesi, 1991, s. 81-83
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder