Uzak Doğu dinleri ile Batı kültürü arasındaki ilişki ilk zamanlarda sadece Teozofi Derneği üyeleri ve materyalist hayat görüşüne sahip küçük bir çevre ile kısıtlıydı. Ancak bu ateist hareket kısa sürede yeni bir batıl dine dönüştü. Bu din materyalist çevrelerce hak dinlerin dünya üzerindeki gelişen etkilerini engelleyebilmek amacıyla, "21. yüzyılın dini" olarak lanse edilen New Age'di.
New Age hareketi Allah'ın mutlak varlığını inkar eden, ilahi vahye dayanmayan, herhangi bir yazılı kitabı olmayan, merkezi bir organizasyona sahip olmayan, üyeleri ve başkanlığı bulunmayan, inançları ve uygulamaları kesin hatlarla belirlenemeyen kendine özgü bir harekettir. İsteyen, bu batıl dine istediği inancı ekleyebilir, istediğini de çıkarabilir. New Age öğretileri Hinduizm, Budizm, Taoizm, Şamanizm, Şintoizm, Gnostik gelenekler, Spiritualizm (Ruhçuluk-İspirtizma), Wicca (Büyücülük) gibi birçok farklı batıl inanışa dayanır. Alan Morrison, New Age'in kökenlerinin hangi noktalarda birleştiğini "Blavatsky teozofik öğretisinin özü, "hepsi üstün yaratıcı Allah'ı reddeden ve bireyin ilahlaşmasını sağlamak için çeşitli uygulamalara başvuran Hinduizm, Budizm, Zerdüştlük ve Gnostizm'in çeşitli öğretilerini biraraya getirmektir"157 sözleriyle ifade eder.
![]() Transandantal Meditasyon adı verilen batıl geleneği 69'lu yıllarda Batı toplumunun hayatına sokan Maharishi Mahesh Yogi, dikkat çekmek ve ilgi toplamak isteyen insanlar için aldatıcı bir dünya vaat etmektedir. |
Ateist ve materyalist çevrelerce çeşitli propaganda yöntemleriyle gündemde tutulmaya çalışılan New Age inanışları, insanları Allah inancından uzaklaştırma, din ahlakının getirdiği ahlaki güzellikleri terk etme ve Allah'ın vahyi yerine batıl işlere yöneltme hedefini taşımaktadır. Örneğin yoga, meditasyon, şifacılık, biyoenerji tedavileri, transandantal meditasyon gibi uygulamalar New Age inanışlarında çok büyük bir yer tutarlar. Astroloji, tarot kartları, falcılık, medyumluk bu kültürünün önemli bir bölümünü oluştururlar. Bunun yanısıra karma, reenkarnasyon, reiki, feng shui, astral beden, kristallerin insanlar üzerinde farklı güçleri olduğuna inanma, beyaz ve kara büyü, kehanet, muska tarzı nesnelerle kötü ruhların kovulabileceğine inanma, şeytan çıkarma, telepati ve telekinezi gibi uygulamalar sapkın New Age inanışlarından sadece bazılarıdır. Günümüzde ise bu terimler materyalist çevrelerce yapılan propaganda çalışmaları nedeniyle sıkça duyulur hale gelmişlerdir. Bu sapkın inanışlardan bazıları şu şekildedir.
** New Age Hareketinde büyü ve sihir çok büyük bir yer kaplamaktadır. Uzak Doğu dinlerinin tüm büyü ritüelleri, Şamanizm gibi büyü temelli batıl inanışları ve tarih boyunca süregelmiş her türlü okült inanış bu batıl dinle tekrar dünya gündemine getirilmiştir. Oysa, fal, büyü gibi inanışlar Allah'ın haram kıldığı çirkin ahlaksızlıklardır. Allah Maide Suresi'nde "Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse, bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Maide Suresi, 90) şeklinde buyurmaktadır. Hz. Musa'nın büyücülerle karşılaşmasının anlatıldığı ayetlerde ise "büyücüler, kurtuluşa ermezler" (Yunus Suresi, 77) ve "büyücü ise nereye varsa kurtulamaz" (Taha Suresi, 69) şeklinde bildirilmektedir. Yani büyüyü bir kurtuluş, huzur, refah ya da başarı yolu olarak görenler çok büyük bir aldanış içindedirler. Çünkü Allah dilemedikçe hiçbir insanın bir diğeri için zarar ya da yarar dilemesi mümkün değildir. Allah Bakara Suresi'nde bu durumu şu şekilde haber verir:
![]() İnsanlara iç huzurun, barışın ve mutluluğun yolu olarak sunulan meditasyon, gerçekte çok büyük bir aldatmacadır. Çünkü meditasyonun özü "boşluğa konsantre olmak"tır. Boşluğa yoğunlaşmak ise insanı dinlendirmez ya da huzur vermez. Tam aksine büyük bir sıkıntı oluşturur, kasvetli ve huzursuz bir ruh hali meydana getirir. Beyin insan vücudunun tüm fonksiyonlarını düzenleyen, çok etkili ve çok önemli bir organdır. Bu nedenle de insanın beynini boşaltması ve boşluğa yoğunlaşması gerçekte "beynini felç etmesi" anlamına gelir. Üstelik bu gibi uygulamalar insanın beyin fonksiyonlarının gerilemesiyle sonuçlanır. Bu, çok kapsamlı bir bilgisayarın tüm programlarının silinmesi, işlevlerinin ortadan kaldırılması gibidir. Ancak tüm kainatı yoktan var eden, sonsuz adaletiyle iyileri ödüllendiren ve kötüleri cezalandıran mutlak bir yaratıcının varlığına inanan bir insan gerçek iç huzuru bulabilir. Nitekim Rabbimiz Ra'd Suresi'nin 28. ayetinde "... kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." şeklinde buyurmaktadır. |
... Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi. (Bakara Suresi, 102)
- Falcılık, tarot kartları, ruhlarla bağlantı kurarak gelecekten bilgi alma aldatmacası, medyumluk ve kehanette bulunma gibi batıl inanışlar New Age kültürünün önemli bir bölümünü oluştururlar. Zaten Guru ismini verdikleri kişiler de genelde ruhlarla bağlantı kurdukları, medyumluk yaptıkları, tarot kartları ile geleceği söyleyebilecekleri gibi yalanlara başvurarak insanları kandırmaya çalışan kimselerdir. Oysa gaybı da ve müşahade edilebileni de sadece Allah bilir. Neml Suresi'nde de bildirildiği gibi "... Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez... " (Neml Suresi, 65) Allah Cin Suresi'nde ise şu şekilde buyurur:
O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. (Cin Suresi, 26-27)
![]() New Age gibi hareketlere kapılan bazı insanlar çevrelerinde sivrilebilmek için medyumluk, kahinlik gibi özelliklere sahip oldukları yalanına başvururlar. Fal, tarot gibi aldatmacalar da insanları kandırmanın bir başka yoludur. Oysa hiçbir insanın kendi çabası ya da ruhlarla bağlantı kurmaya çalışması o kişiyi gaybe dair bir bilgiye ulaştırmaz. Allah gayb haberlerini ancak razı olduğu kullarına, dilediği takdirde verir. |
İnsanların birkaç kağıt parçasına, taşlara, kristal kürelere bakarak geleceği söyleyebilmeleri, Allah'ın dilemesi dışında, mümkün değildir. Çünkü "Gaybın anahtarları O'nun Katında'dır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır." (Enam Suresi, 59)
- Günümüzde New Age inanışları belli çevreler tarafından birer moda akımı haline getirilmeye çalışılmaktadır. Özellikle de kamuoyu tarafından tanınan kişiler kullanılarak bu sapkın uygulamaların benimsenmesi için süslü propaganda çalışmaları yapılmaktadır. Televizyon programlarında, gazete ve dergilerde insana hiçbir yarar sağlamayacak batıl öğretilerinin reklamı yapılmakta ve bu telkinin etkisinde kalan bazı insanlar ise özenti içinde ve ne yaptıklarını dahi bilmeden aynı şeyleri uygulamaya başlamaktadırlar. Son zamanlarda kamuoyunu kaplayan "Reiki" modası da aynı aldatmacanın bir ürünüdür. Toplum içinde dikkat çekmek, orijinal olup ilgi toplamak isteyen kişiler bu batıl öğretinin propagandasından etkilenmektedirler. Oysa reiki de diğer sapkın Uzak Doğu inanışları gibi büyük bir kandırmacadır.
Reiki enerjisine sahip olduğu yalanını ortaya atan kişi ellerini yukarıya açarak garip hareketler yapmaya başlar. Daha sonra bir başka kişiye -ya da hayvana- dokunarak ona enerji transferi yaptığını iddia eder. Oysa reikinin bir büyü dini olan Şamanizmdeki şeytan çıkarma ve şifa ritüellerinden hiçbir farkı yoktur. Şaman rahipleri de sahip olduğunu iddia ettikleri güçlerle insanlara şifa verdikleri yalanını ortaya atmakta, sapkınca büyü ve muska gibi batıl yollara başvurmaktadırlar. Akıl ve mantık sahibi hiçbir insanın inanmayacağı bu saçma inanışlar çok büyük birer sahtekarlıktan ibarettirler. Çünkü hiçbir insanın Allah'ın dilemesi dışında bir insana şifa vermesi mümkün değildir. Şifayı veren Allah'tır. Allah dilediği takdirde "Şafi" sıfatı ile, verdiği hastalığı ortadan kaldırır. Allah dilemedikçe tüm dünyanın doktorları, en gelişmiş teknolojik aygıtlar, keşfedilen en son ilaçlar ya da Uzak Doğu dinlerinin tüm batıl inanışları biraraya gelse yine de o kişinin hastalığının iyileşmesi imkansızdır. Kuran'da Hz. İbrahim'in samimi duası şu şekilde bildirilmektedir:
"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur. (Şuara Suresi, 80)
Putperest Çin İnanışlarından Gelen Yeni Bir Moda Akımı: Feng Shui ![]() |
New Age inanışındaki batıl uygulamalar saymakla bitirilmeyecek kadar fazladır. Taşların ve minerallerin çeşitli güçlere sahip olduğunu düşünmek de bu yanılgılardandır. Bu batıl inanışın takipçileri kuvars kristalinin tedavi ve büyü alanlarında çok etkili olduğunu kabul ederler. Hematit taşının karar verme gücü verdiğine, elmasın bedeni temizleyerek negatif kuvvetleri yok ettiğine, mercanın nazara iyi geldiğine inanırlar. Bunun gibi daha pek çok taşa ve minerale bu gibi saçma güçler atfederler. Oysa bu inanışların hepsi saçma ve batıl inanışlardır. Herhangi bir taşın ya da bir nesnenin bir insanı koruması, ona güç vermesi, olumsuzlukları ortadan kaldırması kesinlikle mümkün değildir. İnsan ne kadar uğraşırsa uğraşsın, hangi yöntemlere sarılırsa sarılsın Allah'ın dilemesi dışında başına gelecek herhangi birşeyden korunamaz. İnsan için tek koruyucu Rahman olan Allah'tır. Kuran'da bu durum şöyle bildirilmiştir:
![]() ... O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır... (Bakara Suresi, 255) |
De ki: "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: 'Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz'. De ki: "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız." (Enam Suresi, 63-64)
De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra onu iade edecek olan var mı?" De ki: "Allah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu iade eder. Öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?" De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?" (Yunus Suresi, 34-35)
![]() ... Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide Suresi, 5) |
... Kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz. Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır..." (Taha Suresi, 123-124)
Allah'ın varlığını inkar veya gözardı edip kendilerine batıl yollar edinenler hem dünyada hem de ahirette çok büyük bir kayba uğrayacaklardır. Hayatları boyunca kendilerine hiçbir fayda vermeyen, boş uğraşılar peşinde koşmalarının karşılığını mutlaka alacaklardır. Onlar kendilerini doğru yolda sanıp, dünya hayatındaki batıl uğraşılarının kendilerini kurtuluşa erdireceğini zannederken aslında çok büyük bir yanılgı içinde yaşadıklarını fark edeceklerdir. Allah böyle insanların durumunu bir Kuran ayetinde şu örnekle bizlere haber verir:
Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 41)
Melekleri görecekleri gün, suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler ki: "(Size sevinçli haber) Yasaktır, yasak." Onların yaptıkları her işin önüne geçtik, böylece onu savurulmuş toz zerreleri kılıverdik. O gün, cennet halkının kalacakları yer daha hayırlı, dinlenecekleri yer çok daha güzeldir. (Furkan Suresi, 22-24)
De ki: "Davranış (ameller) bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi? Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar." İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız. (Kehf Suresi, 103-105
157- Alan Morrison, "From Old Gnosticism to New Age, A Historical Analysis of the Mystery of Iniquity from the 6th Century to the Present", www.diakrisis.org/OldtoNewGnosticism.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder